TÜRKİYE CANIM FEDA


 

Space Siege

Emre Acar
06.09.2008


  Grafik
Ses
Genel

hris Taylor'un ve firması Gas Powered Games'in oyunlarını Total Annihilation zamanından beri merakla beklerim. Space Siege'i de sırf bu yüzünden ve geçmişte oynadığım Dungeon Siege serisini çok sevmemden dolayı çok merak ederek ve sabırsızlıkla bekliyordum. Chris Taylor, oyun çıkmadan yaptığı her röportajda oyunun uzayda geçen Dungeon Siege olacağından ve en az onda olduğu gibi özgür bir oynanışa sahip olacağından söz ediyordu. Oyun geçtiğimiz günlerde piyasaya sürüldü ancak bu oyun beklediğimize değdi mi (gerçi demosunu oynadığımda hayal kırıklığına uğramıştım ancak bu kadar da kötü bir oyun beklemiyordum)? Cevabı hemen vermek istemezdim ancak ne yazık ki bu oyun Dungeon Siege'ın yanından bile geçemez, oynanışı dışında Dungeon Siege ile ortak bir yanı bulunmuyor maalesef. Oynanışın da bu oyuna ne kadar uygun olduğunu yazının ilerleyen kısımlarında görecekseniz. En iyisi oyunun hikayesini anlatarak yazıya bir giriş yapayım.

Tüm oyun uzayda koloni kurmak için görev yapan Armstrong adlı bir uzay gemisi üzerinde geçiyor. Oyun başlamadan Dünya'yı yok eden Kerak adlı yaratık ırkı daha sonra sizin uzay geminize de saldırıyor ve oyun başlıyor. Oyunda Seth Walker adlı sibernetik mühendisini yönetiyorsunuz. Oyun boyunca karakterinizi geliştirmeli, geminizi işgal eden bu yaratıkları geminizinden uzaklaştırmalı ve gemide yaşayan tüm insanları bir araya toplamalısınız. Tabii gemiyi yöneten yapay zekayı da unutmamanız gerekiyor. Peki bu söylediklerimi yapmak o kadar kolay mı? Oyunun oynanışına bir göz atmak sanırım yararlı olacaktır.

Uzayda Geçen Dungeon Siege'e Ne Denir? Shadowgrounds!



Space Siege oynanış olarak Dungeon Siege'e oldukça benziyor. Buna aslında iyi bir durum gibi bakmak isterdim ancak işin içine uzak menzilli silahlar girince ne yazık ki bakamıyorum. W, A, S, D tuşları ile kamerayı ayarlarken, fare ile de karakterinizi yönetiyorsunuz. Bu zaman zaman çok can sıkıcı olabiliyor, yaratıklar sürü ile üzerinize saldırırken fare ile hem ateş edip hem de karakterinizi yönetmek oldukça zor oluyor. "Tab" sistemi ile yakın ve uzak menzilli silahları kolayca değiştirebiliyorsunuz ("Magblade" isimli ışın bıçağınız fazlasıyla Halo'dan fırlamışa benziyor, görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız). Keşke kontrol sistemi Alien Shooter ve Shadowgrounds gibi olsaydı da W, A, S, D ile karakterimizi yönetip fare ile de ateş etseydik. Ancak yapımcı Dungeon Siege'ın ruhunu korumak istemiş (keşke oyunun diğer yerlerinde de korusaymış). Oyunumuz aksiyon-RPG olarak adlandırılıyor ancak RPG öğelerini bu oyunda bulmak oldukça zor, zira oyun sırf aksiyon. Hatta oyunda seviye atlama bile bulunmuyor, ana görevleri yaptıkça yetenek puanları veriliyor ve bunları yetenek ağacından karakterinizin bazı özelliklerini geliştirmek için kullanıyorsunuz. Karakterinizin bazı özel güçleri de bulunuyor, bunları ise klavyenin numara tuşları ile kullanabiliyorsunuz (ekranda mavi gösterge ile gösteriliyor ve yaratıkları öldürdükçe doluyor) ve yeni özel güçleri ise uzay gemisinin çeşitli yerlerinden bulabiliyorsunuz. Space Siege'de envanter sistemi bulunmuyor, yaratıklardan ve patlayan şeylerden genellikle aynı eşyalar düşüyor. Bu eşyalar sağlık çantaları ve karakterinizi geliştirebileceğiniz parçalardan (Upgrade parts) oluşuyor. "Z" tuşuna basılı tutarak bu eşyaları hemen kendize çekebiliyorsunuz, yani teker teker toplamanıza gerek yok. Space Siege'ın bölümlerinde kayıt yapmanızı sağlayan sizleri iyileştiren, karakterinizin silahını, zırhını, robotunuzun (robottan ilerde bahsedeceğim) özelliklerini geliştirmenizi sağlayan ve el bombası, mayın, sağlık paketleri üretmenize olanak veren odalar bulunuyor. Bu odalarda topladığınız bu parçaları kullanarak yukarda bahsettiklerimi yapabiliyorsunuz.
Oyunda biraz ilerleyince HR-V adına sahip bir robota rastlıyorsunuz ve o size oyunun sonuna kadar eşlik ediyor. Unutmadan belirteyim oyun boyunca uzay gemisinde karakteriniz için bazı mekanik parçalar (Cybergenetics) da buluyorsunuz, eğer bunları karakterinize monte ederseniz insanlığınız önemli ölçüde azalıyor ve oyunun gidişatı da bir bakıma değişiyor. Eğer çok fazla mekanik hale gelirseniz oldukça güçleniyorsunuz ancak insanı duygularınız köreliyor ve acımasız oluyorsunuz. Eğer oyunu iyi olarak bitirmek istiyorsanız bu mekanik parçaları es geçin ve robotunuzu güçlendirmeye bakın. Space Siege'in görev sistemi de oldukça ilginç, oyunda ana görevler ve yan görevler bulunuyor. Ancak bu görevler oldukça çizgisel olarak ilerliyor, zaten görevleri sizin alma şansınız bulunmuyor (RPG diye lanse edilen oyunda karakterlerle konuşmak bile yok) oyunda ilerledikçe otomatik olarak size bu görevler veriliyor. Yan görevler ise oldukça komik; genellikle bu görevler kendinizi geliştirmek için bir mekanik parça bulmak veya robotunuzun için bir silah bulmak ile sınırlı ve haritada yerleri işaretlendiği için bunları da kolayca bulabiliyorsunuz. Yaratıkların yapay zekasından bahsetmek bile istemiyorum çünkü yazı gereksiz yere uzayacak, kötü diyerekten geçiştiriyorum. Oyun çoklu oyuncu seçeneklerine de sahip; LAN üzerinden ve GPGnet üzerinden oynayabiliyorsunuz. Çoklu oyuncu haritası aynı Dungeon Siege'de olduğu gibi oyunun tek kişilik haritasından farklı olarak olarak hazırlanmış. Bu haritada arkadaşlarınızla yan yana oynayabilirsiniz ancak oyunu çok fazla insan oynamıyor, sunucuların çoğu ben oynadığım sırada boştu.

Aksiyon-RPG Oyunlarında Grafik Aramam, Ancak...

Space Siege'in grafikleri de oyunun diğer kısımları gibi ortalamanın altında kalıyor. Oyunun oynanışı ve hikayesi vasat, bari grafikleri iyi olsaydı diye demeden de geçemiyor insan. Space Siege oldukça geliştirilmiş olan Dungeon Siege'in grafik motoru ile karşımıza çıkıyor. Karakter ve yaratık modellemeleri her ne kadar göze hoş gelse de oyunun geçtiği ortamlar göze oldukça sıradan geliyor. Oyun genel olarak koridorlarda geçiyor ve koridorların kaplamalarında da genellikle aynı dokular kullanılmış. Siz her ne kadar oyunda ilerleseniz de hep aynı yerlerde dolaşıyormuşsunuz izlemini veriyor. Patlamalar ve parçalanma efektlerine ise oyunun en beğendiğim yanı diyebilirim. Parçalanma efekti gerçekten de mükemmel yapılmış. nVidia'nın PhysX fizik motoruna destek veren oyunda herşey parçalanabiliyor ve havaya uçabiliyor. Zaten firma bunu göstermek için oyunun her yerine içinde yakıt bulunan variller yerleştirmiş (ancak oyunda bulunan her varil ve eşya sanki ağırlıkları yokmuşçasına çok rahat itilip kalkılabiliyor, bu çok saçma olmuş). Hatta oyunun bir yerinde bir karakter bana “herşeyi patlatma bize bunların yardımı dokunabilir” demişti, bizim karakter ise ona "bu benim şuçum değil, her yerde patlayıcı var diye" cevap vermişti. Bunu dedim çünkü bana garip bir ironi olarak gelmişti ve oldukça gülmüştüm, sizlerle paylaşmak istedim. Oyun, en azından fazla sistem istemiyor bunu bir artı olarak oyunun puanına yazabiliriz. 3 yıllık bilgisayarlarınızda bile birkaç gereksiz efekti kısarak oyunu rahatlıkla oynayabilirsiniz.



Ses müzikler konusunda ise oyun yine çuvallıyor, hadi sesler bir yere kadar kulağa hoş gelse de müzikler gerçekten de kötü. Karakterlerin seslendirmeleri ortama uyum sağlamıyor ve sizleri atmosfere sokmuyor. Ses efektleri ise genellikle vasatın biraz üstündeler. Müzikler ise ortama göre değişse de genellikle savaşırken duyuyorsunuz ve onlar da ilgi çekici değiller. Supreme Commander ve Dungeon Siege'ın müziklerini çok ama çok aradım ama nerede? 


Space Siege, Ortalamanın Altında Kalmış Sıradan Bir Oyun

Belki ben Space Siege'den çok fazla şey bekledim (Dungeon Siege gibi bir oyun beklemek fazla mı sizce?), belki de yapımcı gerçekten de oyun için sıkı çalışmamış. Ama benim fikrimin doğru olduğu konusunda oldukça ısrarlıyım, çünkü Gas Powered Games bizleri Dungeon Siege ve Supreme Commander gibi mükemmel oyunlarla tanıştırdı, bu oyunda ise birşeylerin eksik kaldığı açıkça gözüküyor. Taş çatlasa 10 saat süren, hikayesi klişe olan, oynanışı zevkli olmayan, çoklu oyuncu modları da oldukça sıradan olan bu oyunu bir haftasonu kaçamağı yapmak için satın alabilirsiniz, aksi takdirde bu bol oyunlu günlerde RPG türüne yeni girecek olan insanlar hariç kimseye tavsiye etmiyorum. Eğer ısrarla bu tür oyunları oynamak istiyorsanız ilk önce Alien Shooter ve Shadowgrounds serisini tavsiye ederim, emin olun daha çok eğlenirsiniz. Oyun oynayacağım diye kendi hayatınızı unutmayın. Herkese iyi oyunlar.


Alıntı : www.trgamer.com


 

ESRB ve PEGI derecelendirme kuruluşları bu oyunu içeriği itibarıyla 12 yaş ve üzerindeki oyuncular için önermektedir.

playgames24@Coprinq
 
Bu Gün Www.Playgames24.tr.gg Ye 98755 ziyaretçi giriş yaptı ! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol